Yavuz Sultan Selim Köprüsü
Tarihçe
İhalede Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi Odayeri-Paşaköy’ün yap-işlet-devret modeli ile ve Kuzey Marmara Otoyolu (kalan kısımlar)’nun da özkaynakla inşa edilmesi şeklinde planlanmıştır.[3] Yatırımın KDV’den istisna tutulması sebebiyle ihalesi 15 gün ertelenmiştir. 20 Nisan’da yeniden ihalesi yapılmıştır. 11 firmanın şartname aldığı ihalede 5 firma teklif vermiştir.
Salini-Gülermak Ortak Girişimi
İçtaş İnşaat Sanayi Ticaret AŞ-Astaldi Ortak Girişim Grubu,
China Communications Construction-Doğuş İnşaat Ticaret AŞ-Yapı Merkezi-Arkon İnşaat Ortak Girişimi,
Mapa İnşaat ve Ticaret AŞ
Cengiz İnşaat-Kolin İnşaat-Limak İnşaat-Makyol İnşaat-Kalyon İnşaat [4]
İhaleyi 29 Mayıs 2012’de, 10 yıl 2 ay 20 gün ile en kısa yapım ve işletim süresini veren İçtaş-Astaldi (İtalyan) ortaklığı kazanmıştır.[5][6] Yüklenici firma, yedi bankadan 2,3 milyar dolarlık kredi çekti.[7] Köprünün temelleri dönemin cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımı ile 29 Mayıs 2013’te atılmıştır
6 Mart 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu ve dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla köprüdeki son tabliyenin montajı ile iki kıta üçüncü kez birleşmiştir.
Temeli 29 Mayıs 2013’te atılan köprünün inşaat aşamasındaki bir görünümü (Eylül,2015)
Yapım gerekçeleri
Hâlihazırda İstanbul Boğazı üzerinde bulunan 2 köprünün özellikle günün belirli saatlerinde yaşanan aşırı yoğunluk nedeniyle tam anlamıyla işlevini yerine getiremediği düşünülerek Boğaz’a üçüncü bir köprünün yapılması 2000’li yıllardan itibaren dile getirilmeye başlanmıştır.[kaynak belirtilmeli] İlk somut adım, 2009 yılında 60. hükûmet döneminde atıldı. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, üçüncü köprünün gerekli olduğunu ve kısa bir sürede yapılması gerektiğini savunarak, helikopterle köprünün güzergâhını belirlemek için keşif gezileri yaptı.[8]
Karar aşaması
Köprünün yeri uzun süre belirsiz kaldı ve güzergâh konusunda çeşitli iddialar ortaya atıldı, ancak özellikle şehrin ormanlarla kaplı kuzey kesimleri iddialar arasında öne çıktı. Dönemin Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul il başkanı Gürsel Tekin ise Erdoğan’ın bilgisiyle hazırladığını öne sürdüğü belgelerle bir basın açıklaması yaparak üçüncü köprünün Beykoz ile Tarabya arasında yapılacağını iddia etti.[9] Köprü için inşa edilecek otoyolun Silivri’nin ormanlık bölgelerinden başladığını ve otoyolun İstanbul’un ormanlarına ve su havzalarına zarar vereceğini belirtti.[9] Otoyolun geçeceği güzergâh üzerinde on binlerce dönüm arazinin el değiştirdiğini, iddialarının yalanlanması hâlinde paylaşmak üzere başka belgelere de sahip olduğunu söyledi.[9]
Gürsel Tekin’in iddiaları hükûmet tarafından yalanlanmadı ancak kesin güzergâhın hâlâ belli olmadığının altı çizildi. Dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yaptığı basın açıklamasında üçüncü köprünün diğer iki köprünün kuzeyinde yapılacağının kesin olduğunu, uçlarının ise Tarabya-Beykoz ya da Sarıyer-Beykoz arasında olacağını, kesin karara varılmadığını söyledi.[kaynak belirtilmeli]
Köprü ve köprü ile birlikte yapılacak olan otoyolun ayrıntıları 25 bin ölçekli imar planlarına işlendi.[10] Bununla birlikte Çorlu-Çerkezköy bölgesine üçüncü bir havaalanı yapılması, Anadolu Yakası’nın kuzey bölümünde Riva çevresinin turizme açılması, İzmit yakınlarına büyük bir teknopark yapılması da planlandı.[10] Köprünün kuzeydeki orman arazilerine ve içme suyu havzalarına zarar vermemesi için tünel ve viyadük ağırlıklı olacağı söylendi.[11] Ayrıca köprünün öncüllerinin aksine devlet eliyle değil, yap-işlet-devret modeliyle özel sektöre yaptırılacağı bildirildi.[10] 29 Nisan 2010 tarihinde dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından yapılan basın açıklamasında üçüncü köprünün kesin güzergâhının Garipçe-Poyrazköy arası olduğu belirtildi. Köprünün maliyetinin kamulaştırma bedelleri ve yapım harcamalarla birlikte 6 milyar dolardan fazla olacağı bildirildi.[3]
Adlandırma
Dokuzuncu Osmanlı Padişahı I. Selim’in Konstantin Kapıdağlı portresi.
Temel atma töreni sırasında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, köprünün adının Osmanlı İmparatorluğu’nun dokuzuncu padişahı I. Selim’e (1470-1520) ithafen Yavuz Sultan Selim Köprüsü olacağını duyurdu.[12] 1512-1520 yıllarında hüküm süren I. Selim, imparatorluğun yükselme döneminde sınırları Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı ele geçirerek genişletmiş ve 1517’de Mısır’ı fethederek halifelik makamını Osmanlı Hanedanı’na geçirmişti. Takma adı olan Yavuz, Osmanlıca ve Türkçe tarih kitaplarında yaygın şekilde kullanılarak benimsenmiştir.
Köprünün adı, Türkiye’de yaşayan Alevilerin tepkilerine yol açtı. Aleviler, şiddet içeren sert yönetimi yüzünden kendisine Yavuz denen I. Selim’in, Osmanlı’da kendilerine yapılan zulmün simgesi olduğunu belirterek adın değiştirilmesini istediler.[13][14] Anadolu’daki Şahkulu İsyanı (1511) ve Kuzeybatı İran’daki Çaldıran Muharebesi (1514) sırasında Alevi Kızılbaş savaşçılar, kendileri gibi İslam’ın Şii mezhebinden olan Safevî şahı I. İsmail’den yana tavır almış ve çeşitli kaynaklara göre bu yüzden I. Selim, Osmanlı üstünlüğüyle sonuçlanan bu olayların ardından hain ve kâfir ilan ettiği Kızılbaşların katledilmesini emretmişti (ayrıca bkz. Osmanlı-İran Savaşları).[15]
Köprü adının Yavuz Sultan Selim oluşuna dair tartışmalar açılıştan sonra da devam etti. 2017’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, adlandırma konusunda bizzat kendisine yöneltilen eleştirilere cevap olarak “Köprünün adını Tayyip Erdoğan koymadım, ne kadar mütevazıyım görüyorsunuz.” dedi ve I. Selim’in döneminde geniş sınırları yöneten önemli bir padişah olduğunu dile getirdi.[16][17]
